![]() |
||||
AVRASYA’DA RUNİK YAZI M. Turgay Kürüm Ocak 2002 Antalya Avrasya’da Runik Yazı M. Turgay KÜRÜM I. Giriş.........................................................................................3II. Avrasya Coğrafyasının önemi.................................................4III. Ticaret ve yazı.........................................................................6IV. Aşguzai - İskit – Scyth – Saka...............................................15V. Sarmatlar – Sauromatae........................................................21VI. Gotlar ve Hunlar.....................................................................22VII. Vikingler.................................................................................26VIII. İskandinavya’da Runik Yazı..................................................31IX. Sonuç.....................................................................................382 Avrasya’da Runik Yazı M. Turgay KÜRÜM Giriş “Tarih bilgisi ve As kimliği konusunda katkılarından dolayı Araştırmacı Yazar Sayın SerhatKunar’a teşekkür ederim.” Runik yazıyı Avrasya’da ilk kullananların, Asur – Babil çivi yazılarında“İşkuzai” veya “ Aşguzai”, Bizans ve Roma tarihçilerinin “İskit” (Scyth),Arap tarihçilerinin ve Perslerin “Saka”, Çin tarihçilerinin “Soko a” diyeadlandırdığı devletin olduğunu, Tarih ve Arkeoloji bilimi bizegöstermektedir.İskit devletinin tarih sahnesinden silinmesinden sonra, Avrasya’dasırasıyla Sarmatlar (Sauromatae), Gotlar, Hunlar, Avarlar, Göktürkler,Bulgarlar, Hazarlar, Ruslar tarih sahnesinde yerlerini almışlardır.Büyük bölümü bu günkü Ukrayna, Bağımsız Devletler Topluluğuna bağlıolan özerk Cumhuriyetler ve Kazakistan sınırları içinde kalan bubölgelerde, Çarlık ve Sovyet döneminde yapılan Arkeolojik çalışmalar,malum politik nedenlerle, bilimsel platformlara gerektiği şekildeyansımamıştır.Öncelikle şunu belirtelim ki, Tarihte yok olanlar devletlerdir. Halklar ise yayeni bir devlet kurar, ya da başka bir devletin egemenliği altındayaşamlarını sürdürürler. Başka bir devletin egemenliğine giren halklar isezaman içerisinde , kültürlerinin gücü nispetinde, ya yapılarını korurlar, yaasimile olup egemen halka karışırlar, ya da birlikte oldukları halkınkültürel yapısını da etkileyerek, yeni bir kültür ve halkı meydana getirirler. 3 Avrasya’da Runik Yazı M. Turgay KÜRÜM Avrasya coğrafyasının önemi Doğuda , Ural dağları ve Altay Bozkırlarından başlayıp, Batıda TunaNehri ve Karpat Dağlarına, Güneyde Hazar Denizinin kuzeyi, Kafkaslarve Karadeniz’in kuzey kıyıları boyunca devam eden, Kuzeyde BaltıkDenizine kadar uzanan bölgenin önemi, hiç şüphe yoktur ki İpek Yolununkuzey kısmını kontrol edebilmesinden kaynaklanmaktadır.
Bilindiği gibi İpek yolu,Çin den başlayıpİngiltere’de biten eneski ticaret yoludur.Çin de üretilen ipek vebaharat, Çin’inkuzeyindekibölgelerde üretilenmadenler ve değerlitaşlar Hindistan’daüretilen baharat vetekstil ürünleri, buyolun geçtiği diğerülkelerde üretilen kürk, tahıl, yağ ve şarap, bal gibi diğer ürünlerle birlikteAvrupa’ya İpek yolu ve buna bağlı ticaret yollarıyla ulaşmaktadır. İpekYolu, Hazar Denizine geldiğinde iki kola ayrılır.Bir kol Hazar Denizi’nin güneyinden Orta Doğu ve Arap Yarımadasına,oradan kara ve deniz yoluyla Mısır, Kuzey Afrika ülkeleri, gemilerleAkdeniz’e kıyısı olan Anadolu, Bizans ve diğer Avrupa ülkelerineulaşır.İlk başlarda uzun süre bu yol kullanılmıştır. Bugün İpek Yolu denince deakla bu güzergah gelir.Diğer kol ise Hazar Denizi’nin kuzeyinden Avrasya’ya , gemilerleKaradeniz’e kıyısı olan Anadolu kentlerine, Bizans’a , Tuna Nehri vekolları vasıtasıyla Orta Avrupa’ya, Volga , Don ve Dinyeper nehirleri vebu nehirlere bağlı su yolları vasıtasıyla Baltık Denizine, oradan daİskandinav ülkelerine , Kuzey Avrupa ülkelerine ve İngiltere’ye kadarulaşır. Bu yol daha geç dönemlerde kullanılmaya başlanmıştır. İklimin ve tabiatkoşullarının zorluğunun bunda payı fazladır.Avrupa’nın güney kıyılarının dağlık olması (Pirene , Alpler ve Balkandağları), Akdeniz yoluyla gelen ticaret mallarının orta ve kuzey Avrupa’yageçmesinde önemli engel teşkil etmektedir. Bu nedenle Hazar Denizininkuzeyinden geçen ve Avrupa’daki su yolları ile, Baltık ve Kuzey denizinikullanan ticaret yolu , orta ve kuzey Avrupa ülkeleri için daha fazla önemtaşımaktadır. Resim 2: İpekyolu'nun Avrupa Bölümü (Harita, aşağıdaki adreste daha büyükboyutta ve net olarak incelenebilir. http://www.city.sumy.ua/history/ukraine/6!.html )Tarih, İpek Yolunun kontrolü için yapılan savaşlarla doludur. Bu yoluntümünü bir kavmin kontrol etmesi şüphesiz imkansızdır. Bu yolun değişikbölümleri, değişik dönemlerde, farklı kavimlerce kontrol altındatutulmuştur. Ve bu kontrol ölçüsünde bu kavimler büyümüş ve kontrolükaybedince de küçülmüş, parçalanmış, yok olmuşlardır. Aynı dönemde,değişik bölümlerini kontrol eden kavimler birbirleri ile iş birliğiyapmışlardır. 5 Ticaret ve Yazı. Eski dönemlerde başlıca dört ekonomik faaliyetten bahsedebiliriz. -Tarım, -Hayvancılık, -Zanaatkarlık ( Demir, tekstil, ahşap, Taş işlemeciliği, vs), -Ticaret. Yazı bilmeden ticaret dışındaki faaliyetleri yürütebilirsiniz. Ancak yazıbilmeden ticaret yapamazsınız.Alınıp verilen malların dökümünden, yapılan ahitleşmelere kadar, yazı,ticaretin her safhasında gerekli olmuştur.Bulunan en eski yazıtların ticaret anlaşmaları olduğu bu gerçeği kanıtlar.Ticaret yapmak istediğiniz bir toplum, yazıyı bilmiyorsa önce yazıyıöğretmelisiniz.Dünyanın en eski ve en büyük ticaret yolu kuşkusuz İpek Yoludur .İpek yolunun Orta Asya bölümü, uzun yıllar değişik Türkçe konuşankavimlerinin kontrolü altında kalmış ve bizzat ticareti de Türkçe konuşankavimler yapmıştır.Hun İmparatoru. Atilla’nın, Roma ve Bizanslılarla, savaş sonrası yaptığıher anlaşmanın değişmez maddesi, Hunlu tüccarlara Roma ve Bizansşehirlerinde imtiyazlı ticaret yapma hakkıdır. (Prof. Şerif Baştav - BüyükHun Kağanı Atilla- Kültür Bak. Yayını No:2077 Ankara 1998) Uzun yıllar İpek yolunun Hazar denizinin güneyinden geçen güzergahıkullanılmıştır. Bu güzergahta kullanılan en önemli yazı da şüphesiz Runikdiye adlandırılan ve bu yazıdan türetilmiş yazılardır. Kavimler, İpek Yoluvasıtasıyla, malları aldıkları doğularındaki ülkelerden öğrendikleri yazı vealfabeyi kendi dillerine adapte ederek kullanmışlar kendi alfabelerinioluşturmuşlar, malları sattıkları batılarındaki ülkelere de yazıyı ve alfabeyiöğretmişler. 6 Avrasya’da Runik Yazı M. Turgay KÜRÜM Fenikeli tüccarlar Runik yazının Avrupa’da yaygınlaşmasında önemli roloynamışlardır. Malları temin ettikleri doğularındaki toplumlardan öğrenipkendi dillerine uyarladıkları Runik alfabeyi, sırasıyla önce Anadolu’dakiLikyalılara ve Firigyalılara öğretmişlerdir. Anadolu’dan İtalya’ya geçenEtrüskler, Runik yazınının Avrupa’ya yayılmasına neden olmuşlardır.Greek kavimlerinin Anadolu’da Firig ve Lidyalılardan öğrendikleri vekendi dillerine adapte ettikleri Runik yazı Roma İmparatorluğudöneminde latin alfabesi olarak Tarih sahnesine çıkmıştır.
Resim : Kuzey Afrika’da yaşayan Berberi kabileleri (Ticaretle uğraşanları) de birwww.ancientscripts.com
dönem Runik yazıyı kullanmışlardır. Hazar Denizi ve Karadeniz’in Kuzeyinde ise Runik yazıyı ilk kullananlarOrta Asya’dan bölgeye gelen İskitlerdir. İskitlerden sonra bölgeye hakimolan kavimler de Runik yazıyı kullanmışlardır. İ.S. 1. yüzyılda Bugünküİsveç’in güneyindeki anayurtları Gotaland’dan Karadeniz’in kuzeyinegelen Gotlar da (Anayurtlarında o dönemde yazıyı bilmiyorlardı) Runikyazıyı İskit ve komşusu oldukları Türkçe konuşan kavimlerden öğrendiler.Ve kendi dillerine adapte edip, kendi yazı sistemlerini oluşturdular.Kırımda egemenlik kuran Got Kralı Hermanarik (Germanarik) Hristiyanolunca , Hristiyanlığı kabul etmeyip kendi pagan inancını koruyan birkısım Got kavmi, (kralları Odin’in önderliğinde) anayurtları Gotaland’a(İsveç) geri dönerek Viking krallığını kurar. İskandinavya’ya Runik yazıda bu vesileyle gelir. Gotlar, Roma ve Bizans ile yakın ilişkilerine rağmenHristiyan kavimlerin kullandığı Latin yazısını değil kendileri gibi paganinancındaki komşu oldukları bir kısmı Türkçe konuşan İskit ve HunKavimlerinin kullandıkları şekliyle runik yazıyı alıp kendi dillerine adapteederler. 10. yy a kadar pagan inançlarını koruyan Nordik toplumlar Runikyazıyı 17. yy a kadar kullanırlar.Özetle İpek yolu, aynı zamanda Runik yazının yayılma yoludur.Türk kavimlerinde bilinen en meşhur Runik yazılar kuşkusuz Orhun veYenisey yazıtlarıdır. Edebi ve sistematik olarak 6.yy da en mükemmelhaliyle kullanılan Göktürk Runik yazısı, bugün Türkçe dediğimiz dilikullanan kavimlerin binlerce yıl süren resim- piktogram- tamgaaşamalarından geçerek Orhun ve Yenisey’deki seviyesine ulaşmıştır. Son yapılan arkeolojik kazılar, Runik yazının Orta Asya’da binlerce yıldanberi evrimini yaşayıp kullanıldığına dair bize bulgular vermektedir. www.upenn.edu/museum/News/hiebert-seal.html
Resim : Türkmenistan’da , Anau antik kentinde kazılardan çıkan yaklaşık 4300 (İ.Ö.2300) yıllık Runik mühür.
Resim : Bugünkü Pakistan’da, eski yerleşim şehri Harappa’da bulunan Yaklaşık (çok önceleri bulunan, Rosetta taşı ) yazıtlarıyla benzerlikgöstermiyor
...... Bu yazı üzerinde, Göktürk alfabesi ve yazı sistemini kullanarak yaptığımokuma denemesi ; Sağdan sola okunuşu; "İnil Gök (Kök) alan", anlamı; “Gökten ineni alan”,yani “kuş satın alan” dır. Aşguzai - İskit – Scyth – Saka İskitler ile ilgili Bizans ve Arap yazarların eserleri, ve Arkeolojik buluntularbize oldukça detaylı bilgiler vermektedir. Karadeniz’in kuzey kıyılarındanbaşlayarak Avrasya’yı, MÖ- 7.yy ile 4.yy arasında kontrolleri altındatutan bu halkın kökeni (orijini) hakkında bilim dünyasında çelişkilitespitler yapılmaktadır.Çoğunlukla bu kavimin orijini İrani (indo-europan) kabul edilmektedir. Birkısım bilim adamı da bu kavmin Turani olduğunu kabul etmektedir.Bu kavmin İran-i (Aryan) olarak kabul edilmesinin temel nedeni, Ermenive Süryani kayıtlarında geçen birkaç kelimenin, indo-europa kökenliolmasıdır.Hem Tarihi kaynaklar, hem arkeolojik buluntular, hem de son yıllardayapılan runik yazı çalışmaları, bize İskitlerin Turani bir kavim ve Altayorijinli olduğunu ispatlar.1970 yılında bulunan Esik kurganından çıkan İskit içki kupasındaki runikyazının Prof. Musabayev (Kazakistan Bilimler Akademisi) tarafındanTürkçe olarak okunması, ve diğer runik yazı uzmanlarınca yapılançalışmalar için aşağıdaki adres incelenebilir. Resim 10: Esik Kurganından çıkan İskit kupasındaki runik yazı. Http://www.lostlanguages.com/saka.htm İskitlerin dillerinde bazı indo-europan kelimelerin olması olağandır.Tarihi kaynaklar bize İskitlerin, MÖ 7. YY'da Avrasya’dan çıkıp Pers veMedler ile savaşarak onları yendiği Mısır’a kadar bu ülkelerde 28 yılhüküm sürdüğünü söylemektedir. (Herodot 1. kitap). Daha sonra Herodot için aşağıdaki adresler incelenebilir. http://classics.mit.edu/Herodotus/history.1.iv.html http://classics.mit.edu/Herodotus/history.4.iv.html Resim 11 : http://mkatz.web.wesleyan.edu/grk101/linked_pages/grk101.scythian_archers.html Herodot'dan öğrendiğimize göre İskit denilen halklar üç farklı yaşamaşekli gösteren kabilelerden oluşmaktadır. Bunlardan birincisi Çiftçiİskitler : Bunlar yerleşik düzende çiftçilik yapmaktadırlar. İkinci gurupGöçebe İskitlerdir. Bunlar daha çok hayvancılık yapan, at , inek ve koyunsürüleri ile göçebe yaşam süren İskitlerdir.Üçüncü ve son gurup ise Şahane (Royal) İskitlerdir.Şahane İskitler diğer İskitleri köleleri gibi görürler. Savaşçıdırlar. İskitlerinen kalabalık ve yiğit olanlarıdır.Bu üç farklı İskit guruplarının da farklı coğrafyalarda olduğunu göz önünealmalıyız. http://www.lostlanguages.com/scythian.htm http://www2.4dcomm.com/millenia/scythwrd.html http://www2.4dcomm.com/millenia/scytha.html http://www.kafkas.org.tr/english/ANALIZ/karacaylarin%20tarihi2.html Günümüz bilim adamlarında çok sık rastlanan bir yanlışa da buradadeğinmek istiyoruz. “Greek ve Bizans kaynaklarında Karadeniz’in kuzeyindeki bütün barbar kavimlere İskit denmektedir. Buna Hunlar da dahildir”Kaynaklar bize bunun böyle olmadığını göstermektedir. Herodot da Androphaklar , Taurisler, Agathirisler, Sauromatlar, Gelonlar,Melankhlenoslar ve Budinler İskitlerden ayrı kavimler olarakbelirtilmişlerdir.Herodot; “Androphaklar İskitler gibi giyinirler ama dilleri ayrıdır” ,“Melankhlenoslar siyah elbise giyerler ama İskitlerin geleneklerineuyarlar.”, “Gelonlar’ın dili Greek ve İskitçe karışımı bir dildir” demiştir.Bu yanlış anlayışın nedeni bizce şudur;İskitler devlet olarak tarih sahnesinden çekilmişler ancak İskitlerioluşturan halklar, giyim, inanç, dil ve yazı gibi kültürel özelliklerinikoruyarak ya başka isimler altında yeni devletler kurmuşlar , ya başkakavimlerle birleşip yeni bir kavim oluşturmuşlar ya da diğer devletleriniçinde yaşamlarını devam ettirmiş veya asimile olmuşlar.Yani Bizans kaynakları, İskitlerin mirasçısı olan, İskitler gibi konuşan,giyinen, yazan, yaşayan , inançlara sahip olan kavimlere de genel olarak İskit demişlerdir. Eski Arap tarihçi ve seyyahların Slavlara “Sakalibe”demeleri gibi.Konumuzla ilgili olması sebebiyle burada belirtmek lüzumunuhissettiğimiz bir konu da M.S. 568 yılında Bizans’a gelen Göktürkelçilerinin getirdiği mektubun, Bizanslılar tarafından “İskit Harfleri ileyazılmış” mektup olarak anılması, İskitlerin, Hunlar ve Göktürkler gibirunik yazıyı kullanmalarından ileri gelmektedir.Orhun ve Yenisey’de bulunan, edebi olarak en üst aşamasına gelmişRunik Türk yazısının, o günkü koşullarda evriminin en az 10 YY daoluşacağı göz önünde tutulursa, Runik Türk yazısının ilk ortaya çıkışını MÖ 6. YY ve İskitlere uzanması şaşırtıcı değildir. http://mkatz.web.wesleyan.edu/grk101/linked_pages/grk101.scythian_archers.html Bu resimlerden de anlaşılacağı gibi, İskitler, kürk parçalarınınbirleştirilmesinden oluşan giysiler giymektedirler.Göze çarpan iki farklı karakteristik olgu daha vardır. Pantolon vebaşlıklar.Eski Çin kaynaklarında da belirtildiği gibi, pantolon, Türk boylarının ayırtedici özelliğidir.Başlıklar ise deri veya keçeden yapılma olup bugün benzerleri halaAltay’larda kullanılmaktadır. Sarmatlar – Sauromatae Herodot ve Hipokrat eserlerinde Sarmatlar için İskitlerin bir kabilesiolduğunu söylemektedirler. Herodot da Sarmatların orijini konusundaanlatılan hikaye ise özetle şöyledir:Kadın savaşçılar (Amazonlar) esir olarak bulundukları gemiyi ele geçirip,Azak Denizi (Maiotis) kıyılarına gelirler. Ve burada İskitlere komşu olarakyaşarlar. İskitler bir gurup bekar genci Amazonların yakınına gönderirler.Bir müddet sonra Amazonlarla evlenen bu gençler Sarmatları oluşturur.Sarmat kurganlarında bulunan materyallerden de anlaşıldığı gibi,İskitlerle birçok benzer özellik gösteren Sarmatlarda savaşçı kadınmezarı daha çoktur. Bunun yanı sıra, İskitlerden daha sönük birekonomik ve kültürel yaşama sahip olduklarını görmekteyiz.Herodot’un ; “İskit dilinin bozuk bir şeklini kullanırlar” dediği bu halk MÖ6-4. YY. arasında bölgede egemen olmuşlar. MÖ 3.YY da Ural dağlarınıngüney eteklerinde yaşayan bazı kavimlerin güneye inip bu bölgeyegelmeleriyle birlikte “Aorsi, Roksolan, Alan (As), Yazıg(Asi)” beyliklerinikurduklarını ve bunların oluşturduğu konfederasyon devletin tüm İskitülkesine egemen olduğunu görmekteyiz.MS 3. YY. da Got kavimlerinin, İskandinavya’dan Baltık Deniziningüneyine inip, Kuzey Karadeniz kıyılarına ve Kırım’a kadar gelmeleri ileSarmatlar, etki alanlarının büyük bir kısmını kaybetmişlerdir. MS. 375'deHunlar tarafından tarih sahnesinden silinmişlerdir.Büyük çoğunluğu Hunların egemenliğine giren Sarmatların bir kısmıGotların , bir kısmı da Romalıların koruması ve egemenliği altınagirmişlerdir.Greek Yazarı Priskos, ve Jordanes’in eserlerinde, Atilla’nın Roma İmp.sığınan bu kavimlerin, kendine verilmesini isterken bu kavimlere genelolarak İskit kavimleri demesi, Sarmatların , İskitlerin kültürel devamı vemirasçısı olmalarındandır.Jordanes için aşağıdaki adres incelenebilir. http://www.boudicca.de/jordanes1-e.htm Gotlar ve Hunlar Ana yurtları İsveç'in güneyi (Götaland) olan bu kavimler, MÖ 1. Y.Y. daBaltık denizini geçerek, güneye Wisla kıyılarına gelirler. ZamanlaKaradeniz kıyılarına kadar ulaşan Gotlar, Sarmat’ların hakimiyetalanlarını daraltırlar. MS 3.yüzyıla gelindiğinde Gotların, Karadeniz'inkuzey kıyılarında tamamen hakimiyet kurduklarını görürüz. Kırım’ıntamamen Gotların egemenliği altına girdiği görülür Bizans, o donemde Runik- Firig ve Likya yazısından geliştirilmiş olan Latin- Greek alfabesini kullanmaktadırlar .Buna rağmen Gotlar, Hristiyan Bizans’ın kullandığı latin alfabesi yerine kendileri gibi pagan-şamaninancındaki otokton halkın (İskit Sarmat bakiyeleri ) ve doğu komşusubozkırdaki Turani kavimlerin kullandığı Runik alfabeyi kullanarak kendidillerine uygun şekilde, soldan sağa yazılan Runik alfabeyi, geliştiripkullanmaya başlarlar. Bu yazı İskandinavya’da 17. yy a kadarkullanılmıştır. Latin alfabesine o dönemden sonra geçilmiştir.Bizans ile girilen ilişkiler sırasında Kral Hermanarik Hristiyan olur. Gotkabilelerine de Hristiyan olmaları için baskı uygular. Bir kısım Got kabilesipagan inancını korur. Bunlardan bir kısmı kuzeye ana yurtlarıİskandinavya’ya (Gotaland) geri göçerken bir kısmı da benzer paganşamaninancına sahip olan bozkırdaki Hun kabilelerine katılırlar.Bu durum Got-Germen mitolojisinde Hun’ların menşeyi konusunda şöylehikaye edilir; Hermanarik Hristiyan olunca büyücü Got kadınlarını(pagan-şaman) bozkıra sürer. Bozkırda bu kadınlar kötü ruhlar ve cinlerlebirleşirler. Hunlar işte bunların çocuklarıdır.Mitolojiye bu şekilde yansıyan olayın aslı , Hunlar Avrupa içlerine 350yılından sonra yaptığı akınlarda Hun ordusunda pagan Got kabileler,komutanlar ve askerlerin olmasından da (Fransa yakınlarındakiKatalonya savaşında Hun ordusunda çoğunluk Got asker vekomutanlardır.) anlaşılacağı gibi, Hristiyan olmayı reddeden Gotkavimlerin benzer inanca sahip Hun imparatorluğu içinde yer almalarıdır.Bu kabilelerden bir kısmı Hunlar içinde asimile olmuş dillerini kültürlerinikaybetmiş, bir kısmı Orta Asya orijinli kavimlerle kaynaşmış, bir kısmı isekültür ve dillerini belli bir müddet korumuşlardır.Bu mitolojik anlatımdan, bazı Got kavimlerinin Turani Hun kavimlerlekarışıp melez kavimler-kültürler oluşturduğunu düşünmek ve bugünKafkaslardaki toplumları oluşturan farklı anatomik-kültürel yapıya (indoeuropan dil konuşan) sahip toplumları anlamak, Gotik mimari tarzın bazıKafkas toplumların kültürüne nereden geldiğini de anlamak belki mümkünolur. Tersine bir durumda söz konusudur. Yani merkezi Hun otoritesine çeşitlinedenlerle baş kaldırmış, isyan etmiş Hun birliği içindeki bazı kabileler deGotlara katılmış, Hunların Avrupa içlerine yaptıkları akınlarda Hunlarakarşı Gotlarla birlikte savaşmışlardır. Vizigot ordularında çok sayıda Hunasker ve komutan olduğu Tarihi kaynaklarda yazar. Tabi bu kabilelerin birkısmı Hristiyan olmuş, ve asimile olmuşlar bir kısmı Got kavimleriylekaynaşarak melez kültürleri oluşturmuş, bir kısmı da benliklerini uzunmüddet korumuşlar sonra yok olmuşlardır.Gözden kaçan en önemli nokta Hunların İmparatorluk (imparatorlukkavramını yeni bir kavram olarak kabul edersek) diğer anlamda kabilekonfederasyonları şeklinde olduklarıdır. Bu tip devletörgütlenmeleriKrallık gibi tek bir etnik topluluğun hükümranlığı değillerdir. Dolayısıylapek çok etnik unsur da hem tebaa hem de yönetici konumundadır.Dahası imparatorluğun merkezi yapısında farklı etnik kökenlerden gelenşahısların olması ve birden fazla dilin konuşulup kabul görmesi normaldir. Hunların içindeki pek çok kavme Jordanes de İskit kavimleri denmesininnedeni Hun ve İskit devletlerinde merkezi yönetimde bulunan kaviminRunik yazı da dahil benzer kültürel ögeler taşımasıdır.Hunların merkezi yönetici kavminin Türk dili konuştuğu (dolayısıyla daTürk etnik kökenli olduğu) birçok batılı bilim adamınca da kabul görür.(Denis Sinor,Erken İç Asya Tarihi, -Early Inner Asia -Oxford Yayınları S277)Hunların Avrupa’ya doğru harekete geçmesi ile Hun İmparatoru Atilla,önce Hermanarik in Kırım’da kurduğu kırallığı egemenliği altına almış,ve kendisine bağlı olan Hunimund’u (Hun ağızlı- Hun gibi konuşan)Gotlara kral yapmıştı.Sonuçta biliyoruz ki Hunlar bütün direnmelere rağmen Avrupa’yı büyükölçüde kontrol altına almış Bizans ve Batı Roma İmparatorluğunu haracabağlamış Alplerin kuzeyinde kalan Tüm Avrupa’yı da kontrolleri altına almışlardır. Bu hakimiyet sahası, bilim adamlarının da çizdiği gibi bugünkü AlmanyaDanimarka ve Gotların ana yurdu olan İsveç’in güneyindeki Gotaland'ı daiçerisine alır.Hunlar tarih sahnesinden çekilince Avrupa’nın bu günkü coğrafyasıkabaca şekillenmiş olmaktadır.Bugünkü Avrupa’da bulunan Alman İngiliz Fransızlar başta olmak üzerepek çok devletin önemli etnik unsurunu oluşturan Keltler, Saksonlar,Franklar, Germanlar, Vikingler, Macarlar Gotların ve Hunlarınbakiyeleridir.Gotik kavimlerle beraber hareket edip Hunların önünden kaçan TuraniHun kavimleri de zaman içinde asimile olup yok oldular. (Macarlar belkide bunların bakiyeleridir.) Vikingler Bu konuda batılı bilim adamlarınca en güvenilir ve de kabul edilebilirkaynak, 1179 - 1241 yıllarda yaşamış İzlanda'lı tarih ve destan yazarı,devlet adamı Snorri Sturlason'un Heimskringla isimli eseridir. Bu eserin"The Ynglinga Saga" isimli bölümünde tanrı- kral Odin hakkındakonumuzla ilgili bölümler şöyledir: http://sunsite.berkeley.edu/OMACL/Heimskringla/ynglinga.html "Asya’daki Don (Tanaquisl) Nehrinin doğusundaki ülkeye Asaland veyaAsaheim (As-a ülkesi) denir. Bu ülkenin başkentine de Asgaard ( As’larınsurlu-guard,korumalı- şehri) denir. Bu şehrin Kralı (chief ) Odin idi." (2. bölüm) "..... Odin'in büyük topraklara sahip olduğu dağın güney yamacı Türk ülkesine (Turkland) uzak değildi." (5.bölüm) Odin’in Don ile İdil nehirleri arasında bulunan, kendini "As" diye niteleyen halkın yaşadığı ülkenin başkentinde Kral veya şef olduğunu ve ülkesinin Türklerle komşu olduğunu açık bir şekilde görmekteyiz. Tarihi bilgiler ve adı gecen eserdeki diğer bilgilerin ışığında Odin'in, M.S.3. YY da Karadeniz'in kuzeyine gelen Got'lardan olduğu, Don ve İdilnehirleri arasına hakim olan Got kabilesinin lideri olduğunu, Germanarikin Hristiyan olması sonrasında yaşanan süreçte pagan inancınıkoruyarak ana yurdu olan İskandinavya'ya (Gotaland) Avrupaya Hunakınları başlamadan, kabilesiyle geri döndüğü ve İskandinavya'da Vikingkrallığını kurduğu anlaşılmaktadır. Vikinglerin 9.yy sonuna kadar paganinancını korudukları bilinmektedir (İbni Fadlan-Fazlan, Seyahatname)Odin İskandinavlara okuma yazmayı (Runik alfabeyi) öğretmiştir. Odinöncesi İskandinavya'da yazı yoktur.Odin öncesinde İskandinav takviminde bir yıl on ay dır. Odin buna iki aydaha ilave etmiştir. (Muhtemelen Türk'lerin 12 aylı takvimindenesinlenmiştir)Odin’in aynı zamanda sihirli-büyülü (Magic) güçleri vardır. Ülkesinedüşmanlar yaklaşınca büyük fırtınalar yaratır yağmur ve kar yağdırarakdüşmanların geri dönmesini sağlar. Ülkesini bu şekilde korur. (AynenTürklerde de gördüğümüz "yada" taşı olayında olduğu gibi) İskandinav mitolojisinde Odin'in iki tane kuzgunu (Bir cins karga- Raven)vardır. Bunlar konuşabilmekte ve sabahları uçup akşamları Odin'inomuzlarına konarak ona tanrılardan (muhtemelen civardaki ülkelerinkrallarının neler yaptığından) haberler anlatırlar. Resim 18: Aynen Uygurların kralı Buku Tegin'in (Büyü prensi ?) üç kargası gibi (Cuveyni, Tarih-i Cihan Güşa, S.104 Kültür B. yay. No:2253 ,1988 Ankara) Bu benzer motifler sadece Odin ilesınırlı değildir.İskandinav mitolojisinde de kutsalhayat-yaşam ağacı vardır .Yggdrasil (Yigaç asil? ) denen buağacın üzerinde 9 şehir vardır. (Türk mitolojisindeki Kutsal ağaçta9 dal vardır) Bu şehirlerin 4 üağacın dallarında (yukarısında) 4 ü köklerinde biri de gövdesindedir(İnsanlar bu gövdedeki şehirde yaşarlar. Yukarıda iyi-olumlu tanrılarınşehirleri, köklerinde ise kötü- olumsuz tanrıların şehirleri vardır. AynenTürklerde şamanların bu ağacı kullanarak gök tanrılara veya yersu-yeraltıtanrılarına ulaşması motifinde olduğu gibi)İskandinav otokton halklarından Samiler de uzun süre şaman paganinançlarını korudular. İskandinav mitolojisinde Odin'in keçisi vardır. Acıkınca bu keçiyi yer.ancak kemiklerini korur. Ertesi gün keçi kemiklerinden tekrar canlanır.Yaşamın veya tekrardan yaşamın kemiklerden olacağına inanç vekemiklere zarar vermeme inancı Türk toplumlarında da mevcuttur. Öyleki büyük düşmanların kemikleri de yok edilir.Bütün bunların yanı sıra giyim ölü gömme ve dini ritüeller konusunda dapek çok benzer yanlarda mevcuttur.İsveç'te Stokolm yakınındaki Birka antik şehrinde yapılan kazılardabulunan mezarlar Altaylarda bulunanların benzeridir. http://www.vikinganswerlady.org/Birka.htm http://home1.swipnet.se/~w-14723/birka/birke010.html Odin’in bugünkü Ukrayna’da yaşayan ve kendine “As” denen toplumunkıralı olduğuna yukarda değinmiştik.“Asgrad” As’ların surlu şehri anlamında (Belgrad gibi grad= guard=koruma.)Peki bu “As” toplumu nedir ve geçmişte ve bugün bu kimliği kullanantoplumlar anılan bölgede (Don-İdil civarı) var mı?"AS" kavramının geçtiği - vurgulandığı- bazı kelimeler şunlardır. ("S" harfirahatlıkla "Z" olarak da kullanıla bilinir)As = Tarihte Sarmatları (Alanları) oluşturan kavimlerden biri As= Bugün Kafkaslarda yaşayan Karaçay Türklerinin, Osetlerin,kendilerini tanımladıkları kavim ismi Aset = Oset - Osetya halkı Askit= İskitler-Sakalar Askuzai = Asur belgelerinde İskitlere verilen isim (Kuzey As halkı ) Asur = Anadolu'da kurulan devlet ( Ur şehir anlamında kullanıldığı düşünülürse As Şehri) Azak = Kırımın doğusundaki deniz (Asov) . (As halkının Ak - kutsal sütdenizi) (Akgöl Akdeniz gibi Altay mitolojisinde kutsal süt denizi) Azer = Azerbaycan halkının ismi ( As eri -askeri-erkeği) Astrakhan = Hazar denizinin kuzeyindeki tarihi ticaret şehri ( As tarkantarhanas komutanı ??) Ok (Q) eski Türklerde kavim anlamında da kullanıldığı (on ok- üç ok vs)düşünülürse Kaf_q_as = Kafkas (kaf-ok-as) Kaf dağı as halkı. (kaf= Türkmitolojisindeki kutsal dağ) Q_as_er = ) Khazar-Hazar -Karayim, Türkleri. (Ok- as- er ) Q_as_aq = Kazaklar (ok- as- ak – Soylu as kavmi. Ak budun - kara budun da olduğu gibi Ak soylu asil anlamında.) Ab_as = Abazya halkı ( kutsal As’ lar . Ab ulu- Kutsal anlamında ) Asena= Türk mitolojisinde ki dişi kurt, Türk devlet geleneğinde Hakansoyu. As ana = Altay mitolojisindeki Tanrı "Umay" ın diğer adı (HakaslarUmaya As kız da derler) Askil= Batı Göktürk İmp.'da önemli bir kavim ve kralının adı As_paruh = Volga Bulgar devletinin kurucusu Türk prensi Asya = As ülkesi (Romanya, Finlandiya gibi) Kıtanın adı. “As” ortak bir inanç kimliği olarak (Şaman-pagan ), uzun süre bölgedeyaşayan halklar tarafından, ırk farkı gözetilmeden kullanılmış bir üstkimlik (İnanç kimliği) olmuş kanısındayım. İskandinavya'da bulunan Runik yazılar genelde 2 kategoride ele alınır.Birinci kategoridekilere 24 sembollü eski "Oldest Runik" yazı denir.İkinci kategoridekilere 16 sembollü Viking çağı " Viking Age" runik yazısıdenir.Yani iki farklı alfabe ve yazı söz konusudur.Bu bölümde yaralandığımız temel eserler; - Prof. Sven B. F. Jansson, Runinskrifter i Sverige, AWE / Gebers 1963, İngilizce baskısı Runes in Sweden Royal Academy of Letters ... GIDLUNDS Warnamo / Sweden 1987 - Turgay Kürüm, FUTHARK ALFABESİNİN GİZEMİ, 1994 Antalya. www.antalyaonline.net/futhark Futhark diye de adlandırılan 3500 civarında yazılı kaya vardır . Bunlardançok azı (%10) civarında Eski kategoriye girmektedir.Viking çağı yazıtları yani 16 sembollü alfabeyle yazılanlar soldan sağadoğru mükemmel bir şekilde Nordik dilde okunmakta ve bu yazının 17.YY la kadar İskandinavya'da kullanılmakta olduğu bilinmektedir.En belirgin farklardan biride eski (24 sembollü ) denen yazıların sağdansola yazılmış olmasıdır.Eskilere Tanrı Odin zamanından kalma büyü yazısı denmektedir. Çünkübunların İskandinav dillerinde okunması mümkün olmamıştır. İskandinavdillerinde okuma çalışmaları yapılmışsa da kabul görmemiştir.Okunamadığı için bu yazıtlara mistik bir anlam yüklenmiş, bu yazılarınbüyü amacıyla yazıldığı düşünülmüştür.Run kelimesinin İskandinav dilinde esas anlamı da "büyü yazısı"demektir. . 23. Sembol Tonyukuk yazıtlarında aynen Futhark alfabesindeki gibimevcuttur. Anlam olarak 'Baş' şeklinde kullanılmıştır. İki harf birleşmişve bir kelimeyi oluşturmuştur.İki harfin birleşip anlamlı bir kelime oluşturması 13. sembolde de görülür.Öt kelimesi ötmek = konuşmak anlamındadır. Ayrıca sembolün ağızşeklini alması da dikkat çekicidir.Göktürkçe'nin okuma kurallarına uygun olarak,sağdan sola okuyalım.
bilke : bilge, bilgi sahibi ulu kişi (mutlak akıl-mutlak bilinç) ış : Işık (bilge ışığı = bilgi veren ışık, melek - tanrı elçisi ) inydi : İndi (gökten indi) ök : bizzat kendisi , okunça : ok unun ucuyla (silahının ucundan çıkan .... ile ) öt : ötmek konuşmak akisn : ağızın ( öt akisn = ağzından çıkan sözleri ) goydo : oydu – koydu pu : Bu kosütüg : ok sütun (dik sütun- dik taşa) Günümüz Türkçesi ile okuyalım. “Bilge ışığı indi bizzat kendisi okunun ucuyla ağzından çıkan sözleri oydu bu dik taşa“ 24.,23.,22. sembolleri, sağdan sola okununca (İskandinav dilinde), ortaya çıkan kelime “Orte dıtenc” diye okunmakta Bu günkü Türkçe’de “Orta(sını) oyarak –oyan-diden“ anlamındadır . Dolayısıyla, eski okumamla birlikte cümleyi ele alırsak; “bilke ış inydi ök oknça öt akisn goydo pu ko sütüg orte dıdenc” “Bilge ışığı indi bizzat kendisi okunun ucuyla ağzından çıkan sözleri bu diktaşın, ortasını oyarak koydu” Prof. Jansson' un kitabı Bölüm " The Oldest Runic Inscriptions" sayfa 18de yer alan “gopek yik op ke kelkic ikin ekgök göksüpek desinkic” gopek : Köpek yik : yig = iyi op ke : opla = atlamak,hücum etmek (günümüz Türkçe'sinden hopla ) kelkic : kalkınca - kalksın ikin : ikin =iki, ikisi,her ikisi ekgök : bir isim diye düşünüyoruz.(tanrısal bir isim olması muhtemel) göksüpek : göğsüpek (sonradan günümüz Türkçe'sine gözüpek = kahraman-cesur olarak geçmiş.Ancak bizce deyimin aslı göksüpek = göğsü pek =göğüsü kuvvetli dir .) desinkic : Desin Günümüz Türkçesi ile okuyalım. “köpek iyi hücuma kalksın -saldırsın- ikisine de "ekgök" gözü pek desin” 35 Avrasya’da Runik Yazı M. Turgay KÜRÜM Bu okumada gopek - Köpek kelimesinin de “göksü pek “ (cesur) kelimelerinden , “ksü “ seslerinin düşmesi sonucu oluştuğunu düşünmekteyim. Benzeri Kaşgarlı Mahmud’un Divanında da var. Orada da benzer şekilde “Yassı yıgaç” (yassı ağaç) kelimelerinden ara seslerin düşmesi sonucu yasgaç = hamur açma tahtası, kelimesinin oluştuğu söylenmektedir. Yazıtın bulunduğu taşta, yazının hemen altında, at üzerinde, bir elinde kılıç, diğerinde kalkan olan bir savaşçı resmedilmiş, yerde ise iki tane köpek figürü mevcuttur. Ayrıca bu kayadaki sembollerin yazılış biçimi,sembollerin sol köşede yoğunlaşması, yazının sağdan sola yazıldığını kanıtlar. 36 Avrasya’da Runik Yazı M. Turgay KÜRÜM Prof. Jansson' un kitabı Bölüm " The Oldest Runic Inscriptions" sayfa 18 de yer alan Göktürk yazıtlarında olduğu gibi sütunu ve satırları sağdan sola okuyalım. 37 Avrasya’da Runik Yazı M. Turgay KÜRÜM Sağdan sola doğru okuyalım “ök gikit yaspurgu içok güriç sü gikit yatpudır goiç gikit yatsorg” ök : o - bizzat gikit : yiğit yaspurgu : yaşadı içok : çok (Göktürkçe'de yer alan iç sembolünün ç sesi yerine kullanıldığını düşünüyorum) güriç : güç sü : asker -süvari yatpudır : yapmadı goiç : göç yatsorg : yatıyor Günümüz Türkçe'si ile okuyalım. “o yiğit yaşadı çok güç asker -olan- yiğit yapmadı göç yiğit yatıyor (yatsın)” Sizin de anladığınız gibi, çok güç şartlarda yaşayan, yaşadığı yeri terk etmeyen (kaçmayan -göç etmeyen) bir askerin mezar taşı. Sonuç: Runik yazının kökeni Orta Asya’dır. İpek yolu boyunca sıralanan kavimler, doğularındaki kavimlerde, Runik yazıyı görmüş, Kendi dillerine uyarlamışlar. Kendi yazı sistemlerini oluşturmuşlar. Kanaatim odur ki; değişik Avrupa ülkelerinin yanı sıra özellikle yoğun olarak İskandinav ülkelerinde pek çok runik Türkçe yazıt mevcuttur. Bu yazıtlar Hun döneminde ve sonrasında o bölgelere herhangi bir nedenle gitmiş olan, ve bugün Türkçe dediğimiz dilin belki de unutulmuş, yok olmuş bir lehçesini konuşan, bugün asimile veya yok olmuş topluluklarca yazılmıştır. 38 Kaya üzerindeki yazı sağdan sola veaşağıdan yukarıya yazılmıştır. Yazıda 24 sembolden sonra 5 semboldaha vardır ve yazının (sağdan sola yer olmadığı için ) devamıdır. Bu beşsembolde bulunan sembollerden bazısı yazı içinde tekrarlamaktadır.İlk 24 sembolü 1994 de kayanın elime geçen resmini esas alarak ,Göktürk alfabesi ve okuma sistemiyle yaptığım okuma çalışması şöyledir. “bilke ış inydi ök oknça öt akisn goydo pu kosütüg”
5500 yıllık (İ.Ö. 3500) Runik yazı.
http://news.bbc.co.uk/hi/english/sci/tech/newsid_334000/334517.stm
Uzmanlara göre : “5500 yıllık olabilir ... Pakistan kazılarından çıkarılan, bilinen ilkyazılı örnek ..... Çömlek üzerine yazılmış bilinen diğer yazılardandaha eski .... Sümer ve Mezopotamya yazıtlarıyla aynı veya az eskidöneme ait olabilir.... Ancak bazı önemli problemler var, busemboller İndüs dilinde ne anlama geliyor, kimse bilmiyor.....Harrappa
Avrasya’da Runik Yazı M. Turgay KÜRÜM
Gerek Eski Frigçe gerekse de Arkaik Grekçe olarak sınıflandırılanyazıtlarda, Göktürk yazıtlarındaki gibi kelime ayıracı iki veya üç nokta üstüste şeklinde kullanılmış. Semboller de büyük oranda benzemektedir.Arap yarımadasında yaşayan kavimler de Runik yazıyı kendi dilleri neadapte etmişlerdir. Resim : Arap yarımadasında bulunan yazıtlarda kullanılan Runik semboller . |
|
|||
![]() |